Detoks

DETOKS VE AŞAMALARI

Sağlıklı bir karaciğeriniz bu detoksifikasyonda ana organdır. Karaciğere yaklaşık 2 litre kan gidiyor ve sağlıklı bir karaciğer bunun %99’unu detoksifiye edebiliyor. Sizlere sürekli her hastalıkta karaciğeri en merkeze koymamın nedenlerinden biri bu. Çünkü karaciğeriniz birçok olayın gerçekleştiği merkez noktanız. Şimdi ilk olarak eliminasyon fazından bahsedeceğiz.

  • Serbest radikalleri ve toksin kaynaklarını azaltmak amacımız olmalı!!!
  • Olabildiği kadar organik ya da iyi tarım gıdalar tüketmek. Organik olmayan gıdaların temizlenmesine özen göstermek.
  • İntolerans oluşturan gıdaların gözden geçirilmesi ve gerekli ise eliminasyon diyeti
  • Eliminasyon döneminde en verimli sonuç için gluten-süt ürünleri-şeker ve basit karbonhidratların (paket gıda vs ) 3-6 ay arası kesilmesi en uygunudur. Ama bu gıdalar benim gözümde her zaman kötüdür. Sonradan başlansa bile beslenmede arka planda olmalıdır. Nadir tüketilmelidir.
  • Evinizin havalandırmasının uygun olması, temiz havaya maruz kalmak çok önemlidir.
  • Temizlik malzemeleri, kozmetik ajanlar, kişisel bakım malzemeleri gibi günlük maruz kaldığınız toksinler minimuma çekilmelidir. Organik ve doğal olanları tercih edilmelidir.
  • İçtiğinizin suyun kalitesi oldukça önemlidir. Cam damacanalar, Filtreleme yöntemleri kullanılabilir. Bununla alakalı ayrıntılı bir yazı yazacağım.
  • Karaciğeriniz için yeterli lifli beslenme eliminasyon aşamasında ve faz 3 de çok önemli. Çünkü zararlı bağırsak florasının ürettiği toksinler de var aynı zamanda ve vena porta ike bağırsaklardan gelen kan karaciğerin yükünü arttırıyor. Sağlıklı bir bağırsak florası karaciğer yükünün azalması açısından da çok önemli. Ama bağırsak konusuna ayrıca değineceğiz. Kısacası birinci basamak; faz 0, detoksun en önemli basamaklarında biridir. Maruz kaldığınız toksin miktarını olabildiğince azaltmak!!!

İş, faz 1 ve faz 2’ye geldiği anda ortalık biraz karışıyor. Temelde antioksidan kapasiteyi arttırmak en önemli nokta ve vücudun özellikle faz 1 ve faz 2 sırasında en çok kullandığı antioksidanlarla desteklemek. Burada şunu özellikle belirteceğim. Normalde karaciğeriniz sağlıklı bir şekilde bu aşamayı yapıyor. Eğer vücudunuza giren toksin miktarı makul seviyedeyse oldukça elimine edebiliyorsunuz. Ama bu toksin seviyesi artıyorsa ve üzerine de gerek beslenme gerek ise toksinden kaynaklı karaciğerinizi çok yorduysanız bu yorulmuş karaciğere dışarıdan yardımcı olmak gerekiyor. Takviye kısmından ne kadar bahsetmek istesem de bu aşamada kullanılabilecek tonlarca takviye var. Bunları hepsinin kullanılması imkansız. Hepsi herkeste de işe yaramıyor. İşte gerek tahliller ile gerek ise kişinin semptomları ile hangi basamakların sekteye uğradığını takip etmek ve genel antioksidan ajanları düşünmek gerekiyor burada, ki bir sonraki resimde de paylaşacağım. Bu faz 1 ve faz 2 aşaması oldukça derin. Her bir ajan ve toksinin bu faz ve aşamalardan geçişi farklı. Faz 1 temelde sitokrom P450 enzimi ile oluyor; oksidasyon, redüksiyon, hidroliz, hidrasyon, dehalojenasyon gibi aşamalar oluyor. Faz 2 ise konjugasyon basamakları olarak geçiyor; sulfaxyon, glukoronidasyon, konjugasyon, asetilasyon, metilasyon oluyor. Şimdi bu derece ayrıntılı bilgileri size neden mi veriyorum? Daha sonraki postlarda daha iyi anlayacaksınız.

FAZ 1 DETOKSTA BESLENMEDE NELER YAPABİLİRİZ?

Peki, faz 1 tedavisine takviyeler değil de beslenme yoluyla destek olmak istersek ne yapmalıyız?

1.Flavanoidlerden Zengin Besleme;

-Pancar

-Kırmızı soğan
-Kuşkonmaz
-Brokoli
-Patlıcan
-Kereviz sapı
-Maydonoz
-Kekik
-Yeşil çay
-Kırmızı yapraklılar; yaban mersini, ahududu, frambuaz
-Kırmızı kabak
-Üzüm
-Kiraz
-Portakal
-Limon
-Mandalina
-Muz
-Bitter çikolata
-Avokado
-Enginar

2.Brasica Sebzeleri;

-Kale
-Brokoli
-Karnabahar
-Brüksel lahanası
-Turp
-Hardal
-Kabak
-Kırmızı lahana
-Kara lahana

3.Turunçgiller;

-Portakal
-Mandalina
-Limon

4.Baharatlar;

-Kimyon
-Safran
-Sumak

Yukarıdaki birçok ailenin içinde bulunduğu için ekstra yazma ihtiyacı hissetmediğim ” İndol içeren besinler; dereotu, deve dikeni, orac değeri yüksek baharatlar ve besinler, limonun içeren besinler” gibi bitkiler ayrıca değerlidir.

FAZ 2 DETOKSTA BESLENME DESTEĞİ

Faz 2 sonrası toksinler hidrofilik yani suda çözünen hale geldiği için bol su tüketilmeli!

  • Brasica ailesi (brokoli-karnabahar-turp-brüksel lahanası vs)
  • Alium sebzeleri (soğan – sarımsak)
  • Zerdeçal
  • Omega 3 içeren gıdalar
  • Limonen içeren gıdalar (truncgiller – limon – tere – kimyon – kuzu kıyağı)

Özellikle karaciğeri; safrayı ve atılımını destekleyen besinler;

  • Elma – havuç – bezelye – patates pektin içerirler ve ağır metallerin bağırsaklardan atılımını da sağlarlar.
  • Sarımsak alisilin ve selenyum içerir ve ağır metal atılımında önemlidir.
  • Brokoli – ıspanak – kahverengi pirinç – siyah pirinç yüksek oranda B vitaminleri içerirler ve faz 2’ye destek olurlar. Faz 2’de özellikle B vitaminleri ve aminoasitler ön plana çıkmaktadır. Safra akışını artıranlar;
  • Su kabağı – karahindiba – hardal – enginar – rezene – civanperçemi
  • Glutatyonu zengin besinler (EN ÇOK TAZE SEBZE VE MEYVEDE VAR! ÖZELLİKLE DE KOYU YEŞİL YAPRAKLILARDA) Besinlerden alınan glutatyonun emilimi takviye olan glutatyondan oldukça fazladır.

VÜCUDUNUZ NELERİ DETOKSİFİKASYON İŞLEMLERİNDEN GEÇİRİYOR?

Bunu size belirtmemin nedeni vücudunuza yani detoksifikasyonda da karaciğerinize temelde nelerin yük oluşturabileceğini anlatmak.Tüm bu aşağıda saydıklarım sizin toksin yükünüz! Sadece kimyasallar değil! Hepsi! Ve karaciğerin bu yükü arttıkça işi zorlaşıyor. Peki ne oluyor dersiniz?
Toksinleriniz yağ dokusunda, doku sıvılarında biriktiriliyor. Bu alanlarda inflamasyonlar oluşturuyor ve kronik hastalıkların temeli! Yani tüm kronik hastalıklarda detoks kapasitesini arttırmak aslında çok önemli! Tabi hep bahsettiğim gibi bu toksin yüklerini hayatınızdan olabildiğince uzak tutmak ilk amacımızdı hatırlarsanız. Ayrıca karaciğeriniz neden yağlanıyor? Temelde bu toksin yükleriyle başa çıkamadığında yağlanıyor, çünkü toksinleri tutacak ve kapasitesi olduğunda işleyecek bir depo olarak bu yağı kullanmalı. Hep ne diyorduk; YAĞ DOKU=TOKSİN DEPOSU. Yani karaciğer yaşlanmasının da altındaki temel şey bu toksin yükü. Peki vücudunuzun elemine etmek istedikleri bu şeyler nelerdir?

  1. 1- Mısır şurupları – yapay fruktozlar – trans yağlar – kafein – alkol – işlenmiş paket tüm gıdalar
  2. İnternal toksinler: Nitrojen, karbondioksit, safra, üre, serbest radikaller, gaita
  3. Çoğu ilaçlar
  4. Ağır metaller: Civa, kurşun, arsenik, kadmiyum, alüminyum vb.
  5. Kimyasallar ve zirai ilaçlar – temizlik ürünleri – solventler – yapıştırıcılar
  6. Allerjenler: Bazı gıdalar – küf – toz-polen – kimyasallar
  7. Enfeksiyon yapıcı organizmalar: bakteri – virus – maya – parazit

ZİHİNSEL ANLAMDA DETOKS

Peki sadece gıdalarımız mı ya da çevresel maruz kaldığımız şeyler mi bize toksiktir? Geçmiş postlarda ”duygusal karaciğer” adıyla paylaşmıştım; Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir çalışmada duygusal durumumuz ile karaciğer arasında büyük bir bağlantı olduğunu belirten datalar var. Ha bu datalar olmasa bile hep diyorum… BEDENSEL – ZİHİNSEL – RUHSAL detoks yapmazsak ne anlamı var bu detoksun? Peki zihinsel ve ruhsal da detoks yapmak ne demek? Neden yapmalıyız?

Stres, kendinizle özel ilgilendiğiniz zamanınızın az olması, her şeyi fazla kafaya takmak, kurdukça kurmak, sağlıksız ruhsal durum ( yemek bozukluğu, bağımlılıklar, depresyon, anksiyete, patik atak vb. ) Spirutuel bağlantınızın yok olması, hayatta amacınızın ve anlamınızın olmadığını hissetmek, izolasyonda olmak, insanları kendinizden uzaklaştırmak, kendinizi amaçsız bırakmak, doğadan kopmuş olmak, negatif duyguları yoğun yaşamak ( öfke, korku, umursuzluk, suçluluk vb. ) Bunları yaşıyorsanız, zihinsel anlamda bir detoks da mutlaka yapmalısınız Bu konuda profesyonel bir yardım, meditasyon, yoga, nefes egzersizleri, doğayla bütünleşmek, hobiler ve benzer yöntemler faydalı olabilir.

SAFRA VE DETOKSİFİKASYON

Safra sentezlenmesi ve salgılanması karaciğer detoksunda oldukça önemli bir adım sağlar.
Karaciğer günde yaklaşık 1 litre safra üretir.
Bağırsaklara gönderilen bu safra lifler tarafından emilir ve atılır! Yani safra aracılığıyla da karaciğer detoksundan atıklar atılımı sağlar. Safra sadece beslenilenleri sindirme yani yağları sindirme amaçlı salgılanan bir salgı değildir.
Liflerden fakir bir diyet sonunda toksinler atılamayacak ve bağırsakta bekledikçe enterohepatik dolaşım sayesinde yeniden emilecektir! Yüksek yağlı ve özellikle liflerden fakir bir diyet bağırsaktan geri emilen toksin miktarını artırır.

Aynı zamanda yüksek yağlı diyetler safra üretimini artırıcı etki gösterecek ama karaciğer buna yetişmek için zorlanacaktır. Bu işleyiş bazı görüşler tarafında inatla inkar edilse de birçok klinik çalışma ve patofizyoloji ile ortaya konulmuştur. Yağ orantılı belsenildiğinde mucize bir makrobesin iken yüksek yağ ağırlıklı beslenmeler uzun vadede ters tepmektedir ve her gün muayenehanede de sık sık bu şekilde yağ ağırlıklı beslenip birçok sorunu yaşayan hasta görmekteyim.

Ayrıca liften az beslenme sonucu safra bağırsakta bekledikçe bağırsaktaki patojen bakteriler toksinleri daha da zararlı birleşiklere dönüştürürler.SOnucta bagırsaktan emilen toksin yükü daha da artmıs olmaktadır.
Safra akışkanlığının sağlanması ve kaliteli safra üretilmesi detoksifikasyonda altın önem taşır!

Safra Üretimini ve Akışkanlığını Sağlayanlar;

  • enginar
  • civanperçemi
  • rezene
  • karahindiba
  • zerdeçal
  • nane
  • deve dikeni
  • zencefil
  • boldo
  • kırlangıç otu
  • şeytan pençesi
  • karaderme
  • ölmez otu

SAFRA VE ÖNEMİ

Safra karaciğerde hepatitlerde üretilir ve safra kesesinde depolanır. Safranın %95’i şudur, geri kalanı ise safra tuzları, kolestrol, aminoasitler, billuribin, fosfolipitler, sterodiler, enzimler, vitaminler, porfirinler, ağır metaller! ve diğer toksik bileşiklerdir.
Kaliteli bir safra üretilmemesi! ve bu safranın bağırsaklara ulaşması aslında sağlığınız açısından çok çok önemli!

SAFRA HEM YAĞDA ERİYEN BİLEŞİKLERİN EMİLİMİ İÇİN, HEM YAĞLARIN SİNDİRİMİ İÇİN HEM DE TOKSİNLERİN ATILIMI İÇİN ÖNEMLİ!

SAFRA GÖREVLERİ

  • Kolestrolu elemine etmek
  • Toksinlerin atılımını saglamak
  • Yağların işlenmesini ve emilimini sağlamak
  • Bağırsağın bağışıklık sistemini uyarmak ( IgA uyarımını yaparak)
  • Kalsiyum ve demirin emilimine katkıda bulunur.
  • Enterohepatik dolaşım için önemlidir.
  • Bazı hormonlar için taşıyıcıdır (Estrojenl-d3 metabolitleri, prolaktin, insülin metabolitleri)
  • Bazı vitaminleri içerir ve salgılanılmasını, kullanılmasını sağlar (B6-B9-B12 gibi)
  • Safranız düzgün üretilmiyor ve salgılanmıyor ise birçok semptom yaşayabilirsiniz! Zaten detoksifikasyonunuz aksayacağı için birçok kronik hastalığa imkan tanıyor olacaksınız!

Semptom olarak ayrıca;

  • Geğirme
  • Şişkinlik
  • Bulantı (özellikle yaşlı yemeklerden sonra)
  • Mide ağrıları gibi üst karın kısmında ağrılar Safra taşı oluşumu sonucu oluşan durumlarda ayrıca ağrı gibi semptomlar oluşturacaktır.

SAFRA İÇİN NASIL BESLENMELİYİZ?

Peki safra için nasıl beslenmeliyiz? Antiinflamatuar ve antioksidan bir beslenme her hastalıkta olduğu gibi safra için de önemlidir!

  • Kızartmalar – şeker birinci düşmanınız! İşlenmiş her türlü gıda!
  • Özellikle liften yoğun bahsetmek safranın atılımı açısından hayati önem taşıyor demiştim özellikle! Ama en çok da çiğ ve liften yüksek beslenmek safranın birinci dostu!!! Özellikle çiğ sebze ve meyve tüketimi!
  • Aynı zamanda safra üretimi için koline ihtiyacınız olacak. Bunu yumurta, balık, et gibi hayvansal kaynaklardan ya da mantarlar, brokoli gibi brasica sebzeleri, fıstık ve diğer çiğ kuruyemişler, baklagiller, kinoa, patetes gibi bitkisel kaynaklardan alabilirsiniz. Kolinin sadece hayvansal gıdalarda olduğu ve vegan ve vejetaryanların kolinden eksik olduğu aslında neredeyse bir mit olmak üzere. Son yıllarda yapılan çalışmalar bitki bazlı beslenmeden de yeterli kolini alabileceğinizi ortaya koyuyor.
  • Taurine ihtiyacınız olacak; Bunu et ve balıktan karşılayabilirsiniz.
  • Betaine ihtiyacınız olacak; Turp, ıspanak, kinoa gibi bitkisel gıdalardan karşılayabilirsiniz.
  • C vitaminine ihtiyacınız olacak; Sebze ve meyvelerden bol C vitamini alabilirsiniz.
  • Vitamin E’ye ihtiyacınız olacak; Bunu koyu yapraklı sebzeler, çiğ kuruyemişler (badem, ayçiçek çekirdeği), avokado, zeytinyağı size güzelce sunacak.

Şuraya küçük bir not düşeyim: İntoleransları kesmek ve eliminasyon diyeti safra üretimine oldukça katkı sağlar! Hatta safra üretimine engel olan ve en çok intoleransa neden olduğu düşünülen gıdalar safra sorunlarında;

  • YUMURTA
  • İŞLENMİŞ ET
  • SÜT ÜRÜNLERİ

şeklindedir.

Yapılan bazı klinik araştırmalarda özellikle bu üçlünün kesilmesinin safra üretimi ve akışkanlığını arttırabileceği ortaya konulmuştur! Şaşırdık değil mi? Hani yumurta iyi safra için şarttı? Demek ki HASTALIK YOK, HASTA VARMIŞ!

İyi bir eliminasyon diyeti ve bu gıdaları kısa sürede olsa kesmek size faydalı olabilir.

SAFRA KESESİ ALINANLARDA BESLENME

Safra kesesinin asıl önemi, safrayı konsantre etmesi, depolamasıdır.

  • Burada yanlış anlaşılan bir olgu var. Safrayı üreten karaciğer, depolayan ve daha da konsantre hale getiren yer safranızdır. Ama safranız alındığında safra, safra kesesinde depolanmak yerine direkt bağırsaklarınıza akmakta. Doğal olarak safranın da depolandığı bir yer olmadığı için karaciğer sürekli safra üretmeyi bırakır ve gerektikçe az oranlarda üretir. İşte tam olarak bundan dolayı safra azalır! Çünkü safrayı konsantre edecek bir kese yoktur artık. Az oranda bir safra yoğunlaşmamış haliyle bağırsaklara doğru akar.
  • Safra kesesi ameliyatıyla safranın alınması sonrası *kızartılmış gıdalar, *yüksek yağlı süt ürünleri ve etler, *gluten bir numaralı düşmanlarınız artık. Çünkü bunlar karaciğerde safra üretimini uyarıyor ama maalesef konsantre bir safra ve yeterli safra olmadığı için yeterli gelmiyor.
  • Ayrıca bazı gıdalarda da fazlası ters tepebiliyor; *Çiğ kuruyemişler, *baklagiller, *brasica ailesi. Bunların nedeni ise normalde de bağırsaklarda düşük oranda gaz üretimine neden olurlar ama safranın varlığı bunun oranını azaltırken, dediğimiz gibi safra az iken bunları da tolere etmekte zorlanabilirsiniz. Ama bu gıdaları kesmek yerine mide enzimlerine ve bağırsak florasına yatırım yapmak ve buraları düzeltmek ve bu gıdaları iyice çiğneyerek ve dağıtarak tüketmek oldukça mantıklı bir yol olur.

Peki bana en çok ne iyi gelir? LİF LİF LİF… Bol çeşitli salatalar ve sebzeler bu durumda uzun vadede hasta için en önemlisi! Burada dikkat edilecek başka bir konuda yemek porsiyonu. Günlük tek seferde salınan safra azalacağı için büyük porsiyonlar yerine küçük porsiyonlar daha mantıklı bir karar. Yani çok sık, hocam ben salata yiyince kötü oluyorum, diyenleri duyuyorum. Burada yapılan hataları görüyorum, büyük porsiyonlar tek seferde yeniyor, ya da zor sindirilecek gıdalar parçalanmadan yeniyor. Safra kesesi alındıysa, brokoli karnabahar gibi gıdalar gaz yapıcıdır bu gıdaları yemeden mutlaka iyice küçük parçalara ayırmanız gerekir ya da yeşillikler ve sebzeler mutlaka çiğ yendiğinde küçük parçalar ve porsiyonlar halinde yenmelidir.

SAFRA YOKSA NELER OLABİLİR?

 

  • D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ= Çünkü D vitamininin nereye gideceğini gösterir.
  • OSTEOPROZİS= Çünkü D vitaminin nereye gideceği ile ilgili çalışır. Aynı zamanda östrojen metabolizması bozukluklarına neden olur dolayısıyla osteoporoza! *YÜKSEK KOLESTROL= Çünkü kolestrol fazlalığının elemine edilmesini sağlar.
  • DEMANS= Çünkü detoksifikasyon ve ağır metal atılımında önemlidir.
  • ENDOMETRİOZİS VE POLİKİSTİK OVER SENDROMU= Çünkü östrojen metabolizmasındaki bozukluklar bunlara neden olur!
  • KERATOZİS PİLİARİS VE AKNE= Çünkü hem hormon metabolizması hem de detoksifikasyon bozulmuştur.
  • GAZ-ŞİŞKİNLİK-SİNDİRİM SORUNLARI-KABIZLIK-İSHAL-SİBO= Çünkü hem safranın bağırsak florasındaki zararlı bakterileri yok etme mekanizması bozulmuştur. Hem de detoksifikasyon. Bunlar dışında safra birçok hastalıkla bağlantılıdır! O yüzden safra sağlığınız oldukça önemlidir! Safra kalitesi ve akışkanlığı da! Safranın karaciğer tarafından sentezlendiğini ve safra kesesi tarafından yoğunlaştırıldığını bir kez daha hatırlatmak istiyorum!!!

Yani safra keseniz alındıysa karaciğerinize ekstradan iyi davranmanız gereklidir.

SAFRA KESESİ VE HORMONLAR

Safra kesesinin en önemli görevlerinden birinin de bir bakıma hormonları dengelemek oldugunu önceden belirtmiştik.

Eğer safra kesenizi aldırdıysanız bilin ki Karaciğer, Böbrek, Bağırsaklar, Adrenal Bezlere, daha çok destek vermeniz gerekmektedir. Safra kesesinde konsantre edilmiş safra bağırsakları temizleme ve detoks görevlerine sahip demiştik. Bunun için de lifli beslenme çok önemli demiştik hatta! Bu bağırsaklardan atılan safra ile işleme giren kesenobyotiklerin büyük kısmı hormon artıkları ve ksenoöstrojenler oluşturuyor hatta!

Şimdi hastada safra alındıysa ya da safra kesesi taştan ve çamurlaşmadan dolayı olması gereken kadar aktif değilse ne olacak ? Östrojen metabolizmasında dengesizlikler olacak!!! Safra vücuttaki östrojen metabolitlerini temizleyen ve de ksenoöstrojenleri temizleyen mekanizma çünkü! Östrojen metabolitleri yeniden emilecek , ksenobniyotikler vücuda yeniden emilecek ve ÖSTROJEN DOMİNANSİ denen bir tablo oluşacak!
Peki bu durumda kadınlar özellikle ne yapmalı? KARACİĞER-BÖBREK-BAĞIRSAKLAR-ADRENAL SİSTEMİ desteklemeli ve detoksifikasypnu daha da çok desteklenmelidir!
Peki ne yapacağız? Bir önceki postlarda detoks basamaklarından ve neler yapılabileceğinden bolca bahsettim. Hem böbrek atılımı için hem karaciğer için hem adrenal bezleri için geçmişteki tüm postlarda da neler yapılabilecekleri yazıyor :) Karaciğerde özellikle metilasyonu desteklemek oldukça önemlidir. Metilasyon için genelde metil formlarda B6-B9-B12-trimetilsglisin ve magnezyum gibi vitamin minerallere ihtiyaç vardır.

Bir yanıt yazın