SUPPLEMENTLER
fitoöstrojenler fitoöstrojennedir fitoöstrojenzararları fitoöstrojenfaydaları östrojen kemikerimesi kemikkaybı osteoporoz kolesterol menopoz akne sivilce demiremilimi obezite kiloverme libido soya soyaürünleri ketentohumu susam ayçekirdeği antepfıstığı badem ceviz havuç patates hurma nar kiraz elma pirinç nohut mercimek barbunya yulaf arpaçimi kinoa alfaalfa sarımsak kırmızışarap adaçayı ısırganotu ahududuyaprağı kahve meyankökü brokoli maydonoz portakal çilek üzüm bira zeytinyağı yaseminyağı
0

FİTOÖSTROJENLER

FÄ°TOÖSTROJENLER

Kimileri oldukça faydalı kimileri ise oldukça zararlı diyor; kimisi kanseri önlüyor derken kimisi ise kanser yapıyor diyor. Peki nedir bu fitoöstrojenler? Ne iÅŸe yarıyorlar?

Birçok bitki hormon sinyallerini taklit eden ya da etkileyen kimyasallar üretir. Östrojene benzer etki gösteren bu fitokimyasallara fitoöstrojenler denir. Fitoöstrojenler en çok bilimsel olarak üzerinde çalışılan fitokimyasallar arasındadır.
*Östrojen vücudunuzda temelde yumurtalıklarda olmak üzere üretilen ve adet döngüsünü, doÄŸurganlığı yöneten ve bununla beraber birçok görevi olan bir hormondur.

*Phyto= Fito, Yunanca’da bitki demektir. Fitoöstrojen ise bitkisel östrojen anlamına gelmektedir. Yani vücudunuzun ürettiÄŸi deÄŸil bitkilerde bulunan ve vücudunuzda zayıf östrojen gibi davranabilen kimyasallardır. Yani endokrin sisteminiz tarafından üretilen deÄŸil ; Sindirim yoluyla alınan östrojenlerdir.
•    Fitoöstrojenler= isoflavones, prenylflavanoids, coumestans, lignans ÅŸeklindedir.***
•    En çok çalışılan fitoöstrojenler izoflavonlar ve lignanlardır.
•    Lignan çeÅŸitlerine örnekler= enterodiol, enterolactone***
•    Ä°zoflavonlara örnekler= genistein, daidzein ***

â–ºFitoöstrojenlerin kimyasal yapısı vücudunuzun doÄŸal östrojeni ile çok benzerdir. Bu yüzden de vücudunuzda östrojen gibi davranabilirler.
â–ºÇalışma mekanizması vücutta gene östrojenlerin baÄŸlandığı reseptörlere baÄŸlanarak uyarıyı oluÅŸturmaktır. BaÄŸlandıktan sonra agonist, parsiyel agonist, antagonist olarak görev yapabilirler.
â–ºFitoöstrojenler vücuttaki östrojen reseptörlerine vücudun doÄŸal östrojeni gibi saÄŸlam ÅŸekilde baÄŸlanmayabilirler. Burada ÅŸöyle bir mekanizma var diye açıklanabilir. Fitoöstrojenler geliyor östrojen reseptörlerine baÄŸlanıyor. Vücutta eÄŸer zararlı östrojen dominansı durumu var ise bu östrojeni yıkıma yollatıyor çünkü baÄŸlanacağı östrojen reseptörü yok ve hormon bu yüzden fazla algılanıyor. EÄŸer östrojen dominansı deÄŸil de östrojen hiç yoksa da sanki östrojen gibi ilk uyarıyı gönderiyor ve östrojenin görevini uyarıyor. Yani fitoöstrojenler beslenme yolu ile alındığında oldukça faydalı olabilir. Ama çok fazla ve çok yoÄŸun tüketimleri östrojen dominansı tablosuna yol açabilir. Bu ÅŸekilde bir tablo için genelde çok yüksek oranlarda günlük kullanım gerektir. Sonuç olarak belirli oranlarda tüketimi östrojen dominansına faydalı olabilecek iken fazla tüketimi tam tersi etki yaratabilir.
â–ºYukarıda bahsettiÄŸim gibi fitoöstrojenlerin aslında vücutta hem östrojen benzeri hem de östrojen karşıtı etkileri  vardır.
â–ºPerimenopozal ve menopozal dönemde östrojen seviyeleri daha az olduÄŸu için fitoöstrojenler menopozal semptomlarda kadınlara faydalı olabilir. Ama fitoöstrojenler maalesef herkeste aynı etkiyi göstermeyebilir. Her 3 kadından biri fitoöstrojenleri daha potent forma dönüÅŸtürebilmektedir. DiÄŸerleri o kadar etkili sonuç görmemektedir. Bu dönüÅŸüm bağırsaklarda belirli bakteriler tarağından yapılmaktadır. Bu bakteriler izoflavonları (bir tip fitoöstrojen) daha potent bir fitoöstrojen olan equol' e çevirmektedir.

â–ºFitoöstrojenlerin etkinliÄŸi östrojen seviyelerinin yüksek olduÄŸu üreme çaÄŸlarında daha az olabilir. Ama birçok çalışma gösteriyor ki östrojen dominansı durumlarında fitoöstrojenleri tüketmek vücudun kendi östrojenin elemine edilmesinde ve hormonal dengede gayet önem taşıyabilir.
â–ºPolikistik over sendromu, adet düzensizlikleri, adet öncesi sendromu, dismenore durumlarında etkili olabilir.
â–ºAma ÅŸunu unutmamak gerekir ki fitoöstrojenler sadece size östrojen benzeri bir yapı sunmaz. Fitoöstrojen içeren gıdaların çoÄŸu aynı zamanda protein, lif, vitamin, mineral ve faydalı baÅŸka fitokimyasallar içermektedirler.

 

Fitoöstrojenler Birçok Kanser Riskini Azaltabilir

â–ºBazı çalışmalar gösteriyor ki fitoöstrojen tüketimi kolon, meme, over, karaciÄŸer, prostat, gastrointestinal, endometriyal, lösemi kanser riskini azaltmaktadır.
Özellikle yapılan hayvan deneylerinde isoflavonların ve lignanların kanser önleyici ve tümör büyümesini engelleyici etkisi net olarak gösterilmiÅŸtir.
â–º2009’da 5000 meme kanseri tanısı almış kadın ile yapılan çalışmada fitoöstrojen tüketiminin kanserden ölüm oranını azalttığı ve kanserin tekrarlama oranını belirgin derecede azalttığı ortaya konulmuÅŸtur.

â–ºYapılan klinik çalışmalarda fitoöstrojen tüketen toplumların ve insanların daha az kanser riski taşıdığı belirtilmiÅŸtir.
â–ºAyrıca fitoöstrojenlerin bulunduÄŸu bitkisel kaynaklarda aynı zamanda antikanserojen olarak birçok içerik bulunmaktadır. Mesela proteaz inhibitörleri , antioksidanlar, diÄŸer enzimler gibi.
â–ºFitoöstrojen kullanırken ve yapılan çalışmalarda doz olayının önemli olduÄŸu birçok yerde vurgulanmıştır. Çok yoÄŸun fitoöstrojen tüketmek belki ters etkilere neden olabilir denilmektedir ama bu oran yaÅŸa , cinsiyete, bulunduÄŸunuz kıtaya ve birçok genetik faktöre göre deÄŸiÅŸmektedir. Birçok araÅŸtırmacı ters etki yapacak kadar fitoöstrojen tüketmenin mümkün olmadığını söylese de daha çok klinik çalışmaya ihtiyaç vardır bu konuda.
Not: Hayatınız boyunca vücudunuzun ürettiÄŸi doÄŸal östrojene maruziyetiniz fazla ise yani östrojen dominansı denilen bir tablo ile karşılaÅŸtıysanız rahim kanseri , meme kanseri gibi kanserlere karsı yakalanma durumunuz daha yüksektir. Fitoöstrojenler bu noktada size gene faydalı olabilir. Çünkü fitoöstrojenler östrojen benzeri etki gösterirler vücutta ve östrojen reseptörlerine baÄŸlanırlar ve doÄŸal vücudunuzun ürettiÄŸi östrojenin yıkımını uyarabilirler. Bu endokrin sistem üzerinde etkisi sayesinde vücudun doÄŸal östrojene maruziyeti azalabilir ve kanser riski azalabilir.

 

Kemik Kaybını Önleyebilir
 

Fitoöstrojen kullanan kadınlarda kemik kaybı ve osteoporoz riski azalmaktadır. Vücudunuzun doÄŸal östrojeni kemik yapımında ve doÄŸal kemik dansitesini korumada oldukça önemlidir. Yapılan bir çalışmada fitoöstrojen kullanımının menopozlu kadınlarda kemik kaybını azalttığı ortaya konulmuÅŸtur.

Kolesterolü DüÅŸürebilir

Özellikle lignanlar kardiyovasküler riski azatmakta oldukça etkilidir. Kalp saÄŸlığını iyileÅŸtirdiÄŸi kanıtlanmıştır; özellikle postmenopozal kadınlarda. Aterosklerozis tedavisinde özellikle önemlidir.
 

Menopoz Semptomlarını Azaltabilir
 

Yapılan birçok çalışmada fitoöstrojenlerin sıcak basması, uyku, duygudurum deÄŸiÅŸiklikleri, terlemeler gibi birçok menopoz semptomunda faydalı olabileceÄŸini ortaya koymuÅŸtur (menopoz semptomları ve neler yapılabileceÄŸi ile alakalı menopoz yazımı okuyunuz).


Akne Tedavisinde Faydalı Olabilir

Fitoöstrojen tüketimi akne altındaki nedenlerden biri olan androjen fazlalığına çözüm olabilir.

Demir Emilimini Arttırabilir

Demir emilimini saÄŸlayan proteinlerin çalışmasında etkili olabilirler. Demirin emilip kana karışmasında önemlidir.

 

Kilo Vermede Önemlidirler
 

Özellikle Fitoöstrojenlerden genistein, kilo verme ve obezitede etkinliÄŸi birkaç çalışma ile gösterilmiÅŸtir.
 

Libidoyu Arttırır
 

Fitoöstrojenlerin belirli orta seviyelerde tüketilmesi özellikle erkeklerde ejekülasyonu geciktirebilir ve libidoyu artırabilir. 

FÄ°TOÖSTROJENLERÄ°N  MUHTEMEL ZARARLARI & BAZI AÇIKLAMALAR

Yapılan bazı çalışmalarda fazla fitoöstrojen tüketmenin doÄŸurganlığı azaltabileceÄŸi ortaya konulmuÅŸ. Bu çalışmalarda ortaya konulanlar genelde soya ürünleridir. Ve bu çalışmalar sadece hayvan deneyleridir. Yalnız ÅŸunu da belirtmek isterim çok yüksek oranlarda fitoöstrojen içeren takviyeler kullanmak ya da yoÄŸun soya tüketimi (en çok fitoöstrojen bulunan gıda) doÄŸurganlığı etkileyebilir. Ama saÄŸlıklı seviyelerde tüketimi ise aksine doÄŸurganlığı desteklemektedir. AÅŸağıda fitoöstrojen içeren gıdaları ve fitoterapik ajanları sıraladım. Bunların çoÄŸunu günlük hayatta tüketiyorsunuz zaten ve çoÄŸu da fitoöstrojen dışında birçok önemli özelliÄŸe sahiptir. Beslenmenizin belirli bir parçası olduÄŸunda oldukça faydalı iken yoÄŸun konsantrasyonlu suplementleri ters etkiye neden olabilir. Gene burada da doÄŸa bize her ÅŸeyi dengeli veriyor diyorum.
 

  • Fitoöstrojen tüketiminin erkek sperm kaliteli üzerine yapılan bir çalışmada fitoöstrojenlerin sperm kalitesi üzerine hiçbir etkisi olmadığını ortaya koymuÅŸtur. Yani fitoöstrojen tüketimi erkek üreme sistemini etkilemiyor.
  • Hayvan deneylerinde fitoöstrojen konsantrasyonları verilen farelerde doÄŸurduktan sonra uterus kanseri riski arttığı ortaya koyulmuÅŸ.Åžimdi buarada kafa karışıyor.Hani kansere karsı koruyordu diyorsunuz deÄŸil mi? Yapılan klinik çalışmalarda insan deneylerinde ağızdan doÄŸal yollarla alınan fitoöstrojenler kanser riskini azaltmaktadır.ama hayvan deneylerinde konsantre verilen östrojelerde (Ä°V ) bu sonuçlar çıkmaktadır.
  • Yapılan neredeyse birçok deney soya ile yapılmaktadır ve ben bir hekim olarak soya tüketimini genel olarak önermemekteyim. Bu soyanın kötü olduÄŸundan deÄŸil ama soyanın artık genetiÄŸi oynanmış (en çok oynanan) bir gıda olduÄŸundan kaynaklanmaktadır. Ayrıca soya yüksek oranda fitoöstrojen içermektedir. Uzun vadeli ve sürekli tüketimi fitoöstrojenlerin negatif sonuçlarına yol açabilir.
  • Uzak doÄŸu ülkelerindeki soyanın genetiÄŸi oynanmamış ama Amerika’daki soyanın daha çok genetiÄŸi oynanmış olduÄŸu bir meta analizle ortaya konulmaktadır. Türkiye’deki soya ürünleri ile alakalı maalesef net bir data yoktur.

 

Beslenme yoluyla alınan fitoöstrojenlerin günlük belirli dozlarda tüketiminin oldukça faydalı olduÄŸu ama konsantre dozların ters etki yapabileceÄŸi birçok bilim insanı tarafından belirtilmektedir. Olay dengede bitmektedir. Sonuçta hormonlar da kararında olduÄŸunda mükemmel etki ederken az ya da fazla olduÄŸunda zararlı etkileri olmaktadır. Fitoöstrojenler hormon benzeri yapılardır. Ama sizin fitoöstrojen gıda  tüketerek bu etkiyi yaratmanız için tüketmeniz gereken gıda miktarları oldukça fazladır. Yani bir oturuÅŸta 3 tencere nohut yemiyorsanız ya da 5 kavanoz tahin tek seferde bitirmiyorsanız bu pek mümkün deÄŸil. Ama soyada yukarıda da bahsettiÄŸim gibi yoÄŸun tüketimlerde bu tablo gerçekleÅŸebilir.

  • Bazı bilim adamları fitoöstrojenleri bitkilerin kendilerini korumak amaçlı ürettiklerini söylemektedirler. Hayvanların kendilerini daha az yemeleri için koruma mekanizması olarak hayvanların doÄŸurganlık oranlarını etkileyerek kendilerini koruduklarını belirtmektedirler. Ama bu bilimsel görüÅŸ birçok kez epidemiyolojik  ve bilimsel olarak çürütülmüÅŸtür.
  • 2006’da yapılan bir metanaliz çalışmasında fitoöstrojenleri erken yaÅŸlardan itibaren tüketmenin (ergenlikten önceden itibaren) ve beslenmenin parçası olmasının ilerleyen yaslardaki kanser riskini azalttığını belirtmiÅŸtir. BaÅŸka bir çalışmada ise bunun tam tersi görüÅŸler ortaya konmaktadır. Daha çok araÅŸtırmaya ihtiyaç vardır.
  • Fitoöstrojenlerin, özellikle fitoöstrojen supplementlerinin hormon replesman tedavileri yerine kullanılabileceÄŸi bazı çalışmalarla ortaya konulmuÅŸtur ama daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
  • Fitoöstrojen yoÄŸun tüketiminde demans ve alhzehimer arasında baÄŸlantı araÅŸtırıldığında yine ortaya biraz karışık sonuçlar çıkmış. Bazı datalar oldukça faydalı olduÄŸunu söylerken bazıları ise arttırabileceÄŸini belirtmektedir. Demans söz konusu olduÄŸunda tiroid fonksiyonları ile beraber birçok data ele alındığında ortaya net bir sonuç çıkmamış. Daha çok çalışmaya ihtiyaç vardır.


Åžimdi size fitoöstrojen kaynaklarından bahsedince oldukça ÅŸaşıracaksınız. Fitoöstrojenlerin çoÄŸunun aslında neredeyse Hergün tükettiÄŸiniz gıdalar olduÄŸunu göreceksiniz.

FÄ°TOÖSTROJEN KAYNAKLARI

1-Keten tohumu
2-Susam
3-Ayçiçek çekirdeÄŸi
4-Antep fıstığı
5-Badem
6-Ceviz
7-Havuc
8-Patates
10-Hurma
11-Nar
12-Kiraz
13-Elma
14-Pirinç
15-Nohut
16-Mercimek
17-Barbunya
18-Yulaf
19-Arpa çimi
20-Kinoa
21-Red clover ( kırmızı yonca )
22-Alfa alfa
23-Sarımsak
24-Kırmızı şarap
25-Schisandra berry
26-Adacayı
27-Isırgan oyu
28-Ahududu yaprağı
29-Black cohosh
30-Kahve
31-Meyan kökü
32-Evening primrose
33-Brokoli
34-Dong quai
35-Portakal
36-Maydonoz
37-Çilek
38-Üzüm
39-Bira
40-Zeytinyağı
41-Yasemin yağı
42-Bourbon viski
43-Soya ve ürünleri

Sonuç Olarak

Fitoöstrojenler özellikle perimonopozal ve menopozal kadınlarda östrojen seviyelerinin düÅŸtüÄŸü zamanlarda oldukça etkilidir. Daha genç yaÅŸlarda doÄŸal besin yoluyla düzenli kullanmak oldukça faydalı olabilirken, yoÄŸun konsantre kullanmak ters etki yaratabilir(supplement olarak). Özellikle soya içeren ürünleri genel olarak tüketmemenizi öneririm.

Mutlu, huzurlu günler dilerim...


KAYNAKÇA

http://e.hormone.tulane.edu/learning/phytoestrogens.html
https://www.bmj.com/content/324/7328/52.1/rr/613082
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3074428/
https://www.sciencedirect.com/topics/neuroscience/phytoestrogens
https://jeanhailes.org.au/health-a-z/healthy-living/nutrients/phytoestrogens
1.    Trock BJ et al. (2006) 'Meta–analysis of soy intake and breast cancer risk'. J Natl Cancer Inst. 98(7): 459-471.

1.    Hilakivi-Clarke, L. Andrade, JE. Helferich, W. (2010). 'Is Soy Consumption Good or Bad for the Breast?' J Nutr 140(12):2326S-2334S 

1.    Messina, M. (2010). 'A Brief Historical Overview of the Past Two Decades of Soy and Isoflavones Research'. J Nutr 140(7):1350S-1354S

1.    Mourouti N, Panagiotakos DB. 2013) 'Soy food consumption and breast cancer.' Maturitas (, http://dx.doi.org/10.1016/j.maturitas.2013.07.006
https://www.tandfonline.com/doi/full/10.3109/13697137.2014.966241
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3276006/
https://www.researchgate.net/publication/47415346_Genistein_Regulated_Serotonergic_Activity_in_the_Hippocampus_of_Ovariectomized_Rats_under_Forced_Swimming_Stress
htthttps://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/16965913ps://www.mdpi.com/1422-0067/18/5/1070/htm
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/16965913
https://jamanetwork.com/journals/jama/fullarticle/185034
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26483970
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26531755
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26561070
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1474615/
https://jamanetwork.com/journals/jama/fullarticle/185034
https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(97)01339-1/fulltext
http://www.womenlivingnaturally.com/articlepage.php?id=107
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26483970
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26531755
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26561070
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26410950
https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/j.1467-789X.2008.00554.x
https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/j.1467-789X.2008.00554.x
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26423741
http://www.clinsci.org/content/100/6/613
https://www.bmj.com/content/324/7328/52.1/rr/613082

 

 

 

Önceki PAKETLİ GLUTENSİZ EKMEK / EV YAPIMI KARABUĞDAY-GLUTENSİZ EKMEK
Sonraki TÜKETTİĞİNİZ KARBONHİDRATIN ÇEŞİDİ FARKLILIK YARATIYOR MU? / THE BROAD STUDY

Diğer Postlarımız

0 Yorum

Yorum Yap